İslam-Arap Grubu dışişleri bakanları, bugün (Cuma) yaptıkları açıklamada, Gazze Şeridi’nde derhal ateşkes çağrısında bulundu. Bakanlar, Filistinlilerin topraklarından zorla çıkarılmasını ve yerlerinden edilmesini kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Ayrıca, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde bir Filistin devleti kurulması ve bu temelde barış çabalarının desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Yardımların Gazze Şeridi’ne girişinin ateşkesle ilişkilendirilmesine de karşı çıktılar.
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, grubun Antalya’nın güneybatısında gerçekleştirdiği toplantıda, iki devletli çözümün hayata geçirilmesi ve bölgede sürdürülebilir barışın sağlanması için atılabilecek adımların değerlendirildiğini söyledi.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ise Gazze’de kalıcı bir ateşkese dönülmesi gerektiğini ifade etti. Bunun savaşın sona erdirilmesine ve insani acıların hafifletilmesine vesile olacak bir süreç oluşturması gerektiğini belirtti. Aynı zamanda bu sürecin, Filistin meselesine siyasi bir çözüm getirilmesi ve bağımsız Filistin devletinin kurulması için bir zemin teşkil etmesi gerektiğini kaydetti.
Faysal bin Ferhan şunları söyledi: “İnsani yardımların Gazze’ye girişinin ateşkesle ilişkilendirilmesi kabul edilemez. Bu, uluslararası hukukun tüm temel ilkelerine aykırıdır. Yardımlar ihtiyaç sahiplerine kesintisiz şekilde ulaştırılmalı, aksi takdirde yardımların savaş aracı olarak kullanılması anlamına gelir ki bu da uluslararası normlara ve ilkelere tamamen aykırıdır.”
Suudi Bakan, uluslararası topluma çağrıda bulunarak, “yardımların sivil halka kesintisiz ve yeterli miktarda ulaşmasını sağlamak için her türlü baskının yapılması gerektiğini” vurguladı.
Yardımların ulaştırılmasının herhangi bir başka şartla, özellikle de ateşkesle ilişkilendirilmesini reddeden Faysal, grup bakanlarının müzakere ve ateşkes çabalarını desteklemeye devam edeceğini ifade etti.
Sürgün Karşıtı Tutum
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Filistinlilerin topraklarından sürgün edilmesi fikrine bir kez daha karşı çıktı ve bu duruşun, “gönüllü” gibi sunulsa da aslında gönüllü olmayan tüm zorunlu yer değiştirme türlerini kapsadığını vurguladı.
Bakan, “Her ne bahaneyle olursa olsun, her türlü tehcir (zorunlu göç) kesinlikle reddedilmelidir. Filistinlilerin göç etmeye zorlandığı ya da gönüllü göç adı altında bu durumun meşrulaştırılmaya çalışılması, hakikatin çarpıtılmasından başka bir şey değildir,” dedi.
Ayrıca “Gerçek şu ki, Filistinliler yaşamın en temel gereklerinden bile mahrum bırakılmaktadır” ifadelerini kullandı.
Toplantı öncesinde bakanlar komitesi, Gazze Şeridi ve işgal altındaki Filistin topraklarında yaşanan son gelişmelerin, kalıcı bir ateşkese ulaşma yollarının ve Gazze’de mağdur olanlara insani yardımların engelsiz bir şekilde ulaştırılmasının görüşüleceğini duyurmuştu.
Toplantı, 11-13 Nisan tarihleri arasında düzenlenen 4. Antalya Diplomasi Forumu (ADF2025) çerçevesinde, devlet başkanları, hükümet temsilcileri, dışişleri bakanları ve uluslararası kuruluş temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşti.